Ayşe Özdemir | [email protected] İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü mezunu olan Mine Küçük, yüksek lisansını Minnesota Üniversitesi’nde arkeoloji ve müze bilimi alanında yaptı. Ardından Minnesota Bilim Müzesi Antropoloji Bölümü’nde uzman olarak çalıştı. İstanbul’a döndüğünde Avrupa Birliği projelerinde içerik hazırlayıcı ve koordinatör olarak görev yaptı. Üniversitelerde müze bilimi dersleri veren Mine Küçük, eğitim programları hazırlıyor, danışmanlık ve küratörlük yapıyor.
Müze biliminin tanınmış uzmanlarından Mine Küçük ile İstanbul Sultanahmet’teki Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde buluştuk. Mine Küçük, müzelerin nasıl olması gerektiğini anlatırken, bu kültür kurumlarının eğitimde çok daha fazla kullanılmasını tavsiye etti
Bir müze sergisi nasıl düzenlenmeli?
Bir müze sergisi için öncelikle mimari yapı çok önemli. Müzeyi tarihi bir yapıda kurduysanız, sergiyi de ona göre düzenlemeniz lazım. Bir uzmanlık müzesi değil de genel izleyici kitlesine yönelik bir müze açıyorsanız, eserlerin etiketleri çok anlaşılır olmalı. Bir müze sergisi düzenlenirken panolar, etiketler, eserleri herkesin anlayabileceği şekilde anlatıyor mu, anlatım görsellerle destekleniyor mu? Bu soruların yanıtlarının doğru verilmesi son derece önem taşır.
Müzelerdeki panolar konusunda neler söylersiniz?
Bazı müzelerdeki panolarda çok uzun yazılar yer alıyor. O yazıları insanlar genellikle okumuyor. Bir konu, panoda anlaşılır bir şekilde ve kısa anlatılmalı. Çünkü müzeler ve kitaplarda tabii bilgi verirsiniz ama bütün her şeyi kapsayamazsınız. Ayrıca merak uyandırmak çok önemlidir. Dolayısıyla uzun ve çok fazla teknik dilde yazılmış metinler panolarda, bir sergide bir şey ifade etmez.
Işıklandırma da önemli mi?
Bir müzenin ışıklandırması çok önemli. Başlı başına bir uzmanlık konusu. Mesela insanlar psikolojik olarak karanlık noktalardan kaçarlar. Dolayısıyla bir müzede bazı kısımlar karanlık noktadaysa, ziyaretçiler oraları genellikle es geçer. Böylece orada önemli bir eser sergileniyorsa onu kaçırmış olursunuz. Bir arkadaşımla Roma’da Maxxi Müzesi açıldığında bunun denemesini yaparak doğruluğunu görmüştük.
“Atmosfer önemli”
Müzelerin kafeleri neden önemli?
Müze gezmek yorucu olduğu için ziyaretçi dinlenmek isteyebilir ya da müze kafesinde randevu verilebilir. Türkiye’de devlet müzeleri için Müze Kart var. Müze Kart ile devlet müzelerine gidip birkaç saat kalmak da isteyebilirsiniz. Ve uzun saatler geçireceğiniz müzenin kafesinde oturup çay, kahve içmek istersiniz. Müzenin sunduğu imkânlar bu açıdan önemli. Diyelim ki şimdi bulunduğumuz Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nin yer aldığı İbrahim Paşa Sarayı’nın kafesini seviyorum. Müzeyi gezmesem bile Müze Kart ile giriş yaparak kafede oturabilirim ya da Topkapı Sarayı’na girip ikinci avluda otururum ve çay kahve içerim. O atmosferin içinde bulunmak bile önemli.
Ya hediyelik eşya satışı?
Hediyelik eşya satışı da önem taşıyor. Çünkü hediyelik eşyalar da müze bilgisinin dışarı çıkmasını ve devam etmesini sağlıyor. Bir müzeden alınan çanta, orayı bilmeyen bir kişi tarafından görüldüğünde dikkati çekiyor. Bir de gençlere hitap edilmesi lazım çünkü gençler müzeye getirilmesi en zor grup.
Gençlere yönelik etkinlikler
Gençleri müzelere çekmek için neler yapılmalı?
Gençleri sadece müzeye getirip gezdirmeniz yetmez. Onlar için başka aktif çalışmalar yapılmalı. Mesela bir müzeye bir sergi geliyorsa bir okulla anlaşılır, öğrenciler o serginin açılmasında bizzat görev alabilir. Gençler bilindiği gibi çok enerjiktir ve her şeyi bildiklerini düşünürler. Dolayısıyla onları iyi bir yönlendirmeyle aktif olarak çalıştırmak lazım. Müzede rehberlik de yapabilirler. En güzeli, bir program dâhilinde aldığınız bir grup gence “Siz bu müzeyle ilgili ne yapmak istersiniz?” diye sorarsınız. Belki de kendi yaşıtları için çok ilginç bir çalışma çıkarabilirler.
Gençlerle ilgili çalışmalara somut örnek var mı?
İngiltere’de bir projede arkadaşlarım dezavantajlı çocuklarla çalıştılar. Düşünün dezavantajlı çocuğa ailede bir değer verilmemiş, bir imkânı olmamış ama müzede serginin hazırlanmasında çalışıyor. Bu çalışma o gençlere iyi geliyor. Çünkü hem iş öğreniyorlar hem çalışmaktan gurur duyuyorlar hem de değer verildiği için daha iyi bir birey oluyorlar. Eğitim programı hazırladığımızda gençler için yapılması gereken çalışmaları ön plana almayı tercih ediyorum. Bir de bizim eğitim sistemimizde genel olarak öğrencilere çok fazla pratik bilgi aktarılmıyor. Üniversitede öğrenciler 4 sene bir konuyu okuyorlar. Ama hayat böyle değil. Okulu bitirdiğinizde başka bir hayat var. Pratik bir şeyler göstermek lazım. Müzeler de bir kültür kurumu olarak daha hayatın içinde yer almalı.
Müzelerin eğitimdeki yeri nedir?
Müzeler informal eğitim alanları. Bazı çocuklar okulda sıkılabiliyor. Ama müze daha rahat bir ortam olduğu için okuldakinden farklı davranabiliyorlar. Öğretmenler ve müzelerdeki eğitimciler de artık bunun farkında. Öğretmen, bir öğrencinin müzede çok daha yaratıcı ve rahat olduğunu ama okulda şu ya da bu nedenden dolayı çekindiği için çok fazla konuşmadığını görebiliyor. Derslerin müzelerde yapılması çok önemli. Birçok müzenin etkinlik odası gibi imkânları var. Onlardan da yararlanılabilir. Pera Müzesi mesela çok şahane eğitim programları yapıyor. Babalar Günü’nde, Anneler Günü’nde ebeveynler çocuklarıyla müzede kaliteli zaman geçirebiliyor.
“İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni bir günde gezmek imkânsız”
Ziyaretçiler bir müzeyi nasıl gezmeli?
Bu konu kişiye göre değişiyor, herkes farklı. Bazı insanlar müzeleri biriyle gezmekten yana, çünkü konuşmak istiyor. Bazı ziyaretçiler grup halinde, daha genel bakıp gitmeyi seviyor. Ben müzeleri tek başıma ve tenha olduğu saatlerde gezmeyi tercih ediyorum. Çünkü kalabalık olduğunda algım bozuluyor. Oysa ben eserlere odaklanmak istiyorum. Kimisi de seçerek gezmeyi seviyor.